Günün en güzel olayı Oğuz'un okulunda pedagog Tülay Hoca ile randevumuz vardı Oğuz ile yaşadığımız bir iki problemle ilgili.
Bazen şiddet ile davranış gösterme (sadece anne ve babaya) (pedagoğumuza göre öfke patlaması) ve bazen tuvaletini yapmayı red etme/erteleme veya altına kaçırma.
Öğretmeninin ve Pedagogun değerlendirmesine göre Oğuz yaşına göre çok olgun ve özgüveni yüksek bir çocukmuş ve kendi oluşturduğu sınırları varmış.Arkadaşlarına ve öğretmenlerine karşı çok nazik ve olgun davranışlar sergiliyormuş. Öğrentmeni sanki içine küçük bir adam kaçmış gibi davranıyor bazen, kimseyi üzmek istemiyor dedi. bize karşı gösterdiği öfke durumu sanırım bizim ona fazla kontrollü davranmamız ve sınırlarını aşmamızdan kaynaklanıyor olabilirmiş. Bir de mükemmelliyetçilik var.
Bazen
yapamadığı şeyler karşısında kendisine gelen yardım tekliflerini kabul
etmemesi ve yapamaması sonucunda da öfke duyması. Mümkün olduğunca
ılımlı yaklaşarak herşeyin tam istediğimiz gibi olamayacağını,
hatalarımızın yanlışlıklarımızın olabileceğini kendine anlatmamız ve
kabullenmesini sağlamamız gerekliymiş.
Biz normal hayatta farkındaydık ama Oğuz genelde okulda da arkadaşlarına karşı mesafeli davranıyormuş.
elbecerileri,sayılar, yazma gibi işlerde de başarılı olduğunu söylüyor öğretmeni.
gelelim
tuvalet konusuna; okulda tuvaletini ertelemesi bana ve öğretmenine
söylediğine göre utandığı için ve pedagog Tülay hanıma göre bu gayet
normal mahremiyet duygusunun şimdiden gelişmiş olduğunu gösterir dedi.
sadece kaçırma konusunda önce bir ürologdan kas gelişimi konusunda
tetkik yaptırmamızı istedi, sonra psikolojikmi olduğuna bakacağız dedi.
bu konuşmalarda benim için en değerli olanı özgüveni gelişmiş olmasıydı. Var olan bir takım sorunlar aşılabilir diye düşünüyorum ama var olmamış özgüveni yvermeye geliştirmeye çalışmak sanırım daha zor olurdu.
tabi asıl mühim olan bunu incitmeden kırmadan olduğu gibi koruyabilmek, geliştirebilmek.
Napıyoruz daha çok sohbet, daha çok paylaşım, olanları alttan almak, kavgaları hoş görmek, sabır göstermek tabi şımarıklığa dönüştürmeden, bazı şeyleri kaza olduğuna yormak, oluruna bırakmak bizim küçük adama fazla yüklenmemek....
0 yorum:
Yorum Gönder