5 Eylül 2012

ŞİMDİNİN GÜCÜ

Herkes mutlaka okumalı! Geçmiş ve geleceğin yaşadığımız hayat üzerinde hiç bir anlamı olmadığını, sadece ve sadece şimdide yaşadığımızın bilincine varmamız gerektiğini anlatan bir kitap.
Bugün iyi olan, bugünü iyi yapar, geçmişini affeder, geçmişi ile barışır, geçmişin etkisinden kurtulur ve kendine iyi bir gelecek de hazırlar.

Hayatın akışına uyabilmek, olanı olduğu gibi kabullenmek, değiştiremediklerimiz için kendimizle barışmak, kabullenmek, karşımıza çıkan engellere , acılara, mutsuzluklara direnmeden onların içimizden akıp gitmesine müsade etmek (ki aslında tüm bu olumsuzlukları oluşturan da bizim düşüncelerimiz...) , gerçekten insan hayatında manevi aydınlanmayı sağlayan bir rehber kitap.

Bir çoğumuzun bildiği bir gerçek sadece şimdinin önemli olduğu, ancak bildiğimiz diğer bir çok doğru gibi bu da farkında olmamızdan bir süre sonra etkisini ve değerini yitiriyor. Benim için gerçekten içinden aldığım ve defalarca okuyarak sindirmeye, hayatıma sokmaya çalıştığım bir çok fikir , tema , öğreti vardı. Düşündüğüm, farkına vardığım ama yapamadığım, hayatıma nasıl uygulayacağımı bilemediğim, belki de hep egom tarafından çürütülen fikirler, biraz biraz yerine oturuyor kafamda, uygulaması zaman alacak gibi...

Bu kitabın devamı kitaplar da var.... Şimdinin Gücü Uygulama Kitabı, Varolmanın Gücü, Dinginliğin Gücü.

Kabul etmeliyim ki şu da var bu tür kitapları okumayı seviyor , yazanı da takdir ediyorum. İçeriklerinde buda'dan, budizmden, aydınlanmanın keyfine varmış keşişlerden , Isa'dan bahsediliyor. Ne güzel ki bizim inancımız olan fakat tam anlamıyla maalesef içeriğini kendimizde uygulayamadığımız, gerekliliklerini hayatımızla tam olarak bütünleştiremediğimiz dinimiz İslamiyet ve kitabımız Kur'an aydınlanmak, maneviyatı güçlendirmek konusunda en iyi kılavuz. Sanki tüm ideolojileri zaten içinde bulabileceğimiz bir dine mensubuz. (tabi uygulayanlar sözümün dışında kendilerini takdir ediyorum)

Rumi'nin  dilinden düşürmediği ve insanın mutluluğunun veya huzurunun formülü olan  "aşk" ,  "her şeyi sev" belki gerekirse "acı çek" "olanı kabul et", "hayata direnme" teorileri de manevi aydınlanmanın bizim için ne kadar içinde yaşadığımız ama içine giremediğimiz dinimizin temelinde yer aldığı bir gerçek, tabi farkında olana ve kabul edene... En güzeli de seni her an elinden yakalayıp acından çekeceğine emin olduğun  Allah'ın varlığı ve buna duyduğun kayıtsız koşulsuz inanç, güvende olma hissi....

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık