11-12-14 ve 17 Mayıs'a ait fotoğraflarımız. Artık kamera görür görmez hemen dikkat kesiliyoruz. Kimi zaman ciddi, kimi zaman meraklı bakışlar atıyoruz etrafa ve vakur tavrımızı hiç bir zaman elden bırakmıyoruz. Beşiğimizin içinde her yeri küçük bir tırtıl gibi sürüne sürüne dolaşıyoruz.Önce popoyu havaya kaldırıp sonra ileri bir hamle ile yollar katediyoruz... Ayaklarımızı ellerimizi parmaklıklardan sarkıtıp bunu komik buluyoruz, kafamızı parmaklıklar arasına sokmaya çalışıp başaramadığımızda yada kafamızın üzerinde ilerlemeye çalışıpta beşiğimizin kenarlarında kilitli kaldığımızda inanılmaz sinirleniyoruz ve tüm bunları gece yarısı uykudayken yapmaya çalışınca uykumuzdan da oluyoruz...
Bakış Açımız
İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.
Benjamın Franklin