24 Şubat 2010

RUH ve İNSAN

Bu sabah işe gelirken radyo dinliyordum, radyolar arası gidip gelirken, Kurandan bazı ayetler okuyan bir kanala rast geldim.

Peygamber efendimize ruh ile ilgili sorulan sorular karşısında gelen vahiy şöyleymiş ; “o, rabbimin emrindendir, de.”
Kuranda ruhun varlığı kabul ediliyor ama içeriği insan aklının onu anlamakta yeterli olmayacağı için açıklanmıyor. Ve bu kısımda Kuranda belirtilmiş.

Aynı Hadiste “kendini bilen rabbini bilir” deniyormuş, alimlere göre bunun açıklaması insanın kendini tanıması, bilmesi Allah'a ulaşmasını sağlar bir nevi.
İnsanın kendini bilmesi, tanıması, kişiliğini istediği, hayal ettiği yere oturtması ne kadar önemli ki zaten aklı selim kişi kndini mutlaka irdelemeli....

Ruh nedir. Nerededir. Bedenin içindemidir, dışındamıdır.Bütün herşeyi aynı anda nasıl idare eder. Tüm düşünceleri, duyuları, beden hareketlerini, algıları ve hisleri (acı, korku, vicdan, kötülük...) hepsini aynı anda nasıl yürütür...

Bilim dünyası tüm kainat ve canlı bedeni hakkında bir sürü bilgiye, kanıta ulaşmışken, insan ruhu hakkında neden bu kadar az bilgisi var....

İlim, insanoğlunun anne rahminde oluşumunu baştan sona, anı anına takip edilebiliyor ve açıklayabiliyorken, his, düşünce ve duyguları kontrol eden ruhun hangi safhada ve nasıl insanoğluna verildiği tamamen belirsiz.
Tabi ilim, insanın fiziki oluşumunuda bir yere kadar açıklayabiliyor, mesela göz, diş, organlar, parmaklar, parmak izi... Tüm bunların detaylarına indikçe açıklaması zor bir hal alıyor yaratılış.
Evet evrenin yaratılışı, insanoğlunun yaratılışı gerçek anlamda bir mücize. Hele ki ruh....

Tüm bunları düşünmek lazım arasıra, arasıra inandıklarımızı irdelemek, bildiğimizi sandığımız şeyleri araştırmak lazım.
Bu sabah bir kez daha insanoğlunun hayat karşısında ne kadar da aciz olduğunu anladım.
Kibir ve böbürlenmenin ne kadarda yersiz duygular olduğunu, ne için koşuşturduğumuzu, nelerin peşinde olduğumuzu her zaman düşünmemiz gerektiğini, şu koskaca zamanda bir an kendimizi durdurup, ne yapıyorum ben, nereye gidiyorum dememiz gerektiğini anladım.

Hiç unutmadığım bir ayet var; bir sabah bir cenaze taşıma arabasında gözgöze geldiğim bir ayet ve hiç unutamadığım " Her nefis ölümü tadacaktır."
GY

21 Şubat 2010

İstenmeyen 1 yeni kelime daha

















Bugün havaların güzelliği karşısında kendimizi Göztepe Parkında bulduk. Uzun zaman olmuştu gitmeyeli. İstanbul Anadolu yakasında kentleşmenin ortasında kalan nadir parklardan biri. Bakalım onu ne zaman kaybedeceğiz.


Resimleri gelir yakında :)

Bir anektod varki bizi önce güldürdü sonra düşündürdü ve bir ebeveynlik dersi daha aldık.
Oğuz parkta güzelim meyve karışımını yerken gördüğü bişeylere "u a u a" gibi birşey diyordu durmadan. Gülüp geçiyorduk hep. Tekrar kullanmasının ardından eşime "baksana bu o-ha diyor olmasın" dedim ve tam gülerken Oğuz'dan bir tekrar "o-haa" net ve anlamlı bir şekilde. Birbirimize baktık güldük, sonra düşündük.
Gerçekten bu "absorbent mind" a sahip veletler yanında herşeye çok çok dikkat etmek vakti gelmiştir dostlar.... Bu kitabı da en kısa zamanda edinmeli.

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık