3 Mart 2009

Nasıl da uyur.

Bir türlü vazgeçemiyor kucak uykusundan, bir gerinmekten bir de kendini kucağımızda bir yerlere yerleştirmeye çalışmaktan öyle bir hal alıyor ki gülmemek onu ısırmamak elde değil.
Bir eli de illaki bir yerinizden tutacak yoksa uyku tutmaz minik kedimi.

1 Mart 2009

Oğuz Türk 4. ayını tamamladı…

Ve bir ay daha gecti.

Yeni beceriler geliştirdin. Oyuncakları sıkı sıkı tutup onları yemeğe yada yalamaya çalışıyorsun.
Kahkahalar atıyor, sevdiğini ve sevildiğini çok açık bir şekilde belli ediyorsun. Annecin artık yedikleri şeylerden ufak ufak sana tattırmaya başladı. Mesela yoğurt sürüldüğünde dudağına onu yalayıp sonra bir surat buruşturması yapıyorsun ki evlere şenlik :) Senin yaptığın herşey herşey ne kadar da değerli.

Nelerden vazgeçtik, neleri hayatımıza katmak zorunda kaldık.
Neredeyse mutlu olduğumuz tüm zamanlar geride kalmış herşey sıkıntı ve yorgunluk üzerine kurulmuş gibiydi, yapmak istediğimiz şeylere hiç bir zaman vakit bulamadık ve kendimize ait zamanlarımız, özgürlüğümüz elimizden alınmıştı sanki.

Ama sen büyüdükçe ve bizimle hayatımızı paylaşmaya daha da hevesli oldukça, anladık ki hayata senin pencerenden bakmak bizi daha da mutlu ediyor, daha da özgür kılıyor.
Tüm geride kalan anılarımızı geçmişte bırakıp seninle yeni bir dünyaya adım atmak bizi her zamankinden daha da hayata bağladı...

Seni çok seviyoruz.

4. ayın kutlu olsun Oğuzumuz...

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık