5 Haziran 2010

VIAPORT buluşmamız!


Bu buluşmada farklı bir şey olsun dedik, havalarında güzelleşmesi ile kapalı alanlarda vakit geçirmek yerine çıkalım gezelim istedik Viaport çocuk parkında sonra kendimize güzel bir yemek ısmarladık, minik kuzularla çok kolay olmasa da onlar için de bizim içinde bu ortamı oluşturmak ve paylaşmak çok farklı ve eğlenceli oldu.
Bekar veya çocuksuz arkadaşlarla vakit geçirmenin sohbet etmenin tadına doyum olmuyor evet, ama bazen siz çocuğunuz peşinde koşarken, onu oylamaya, sorularına ve sorunlarına cevap bulmaya çalışırken, karşınızdaki arkadaşınızın ne kadar sıkıldığını tahmin edebiliyorsunuz. Evet bu bir gerçek, çocuklu arkadaşlarla buluşmanın işte en anlamlı tarafı bu; sizin çocuğunuzla uğraştığınız zaman o da / onlar da muhtemelen kendininkiyle uğraşıyor oluyor. Yani sizi anlıyor siz de onu anlıyorsunuz, sinirlenmek yok, o çocuğuyla uğraşırken sıkılmak yok. Veya ikisi de var ama ikinizde o an aynı duyguları paylaşıyor olabiliyorsunuz. Yada siz yaşadıktan sonra bir yerde ona da sıra geliyor.
Neyse, Çok karmaşık ama bir o kadar da eğlenceli bir gündü hepimiz için....

Bir konuya daha değinmek istiyorum, internetten arkadaş olmaz diyenlere bir gönderme yapmak istiyorum, biz 4 anne bir araya geldiğimiz için inanılmaz şanslı olduğumuzu düşünüyoruz, çünkü çocuklarımızın anlaşması ve yaşıt olması bir yana bizim bu kadar iyi birbirimizi anlıyor ve birbirimizle anlaşıyor olmamız gerçekten başta hiç birimizin düşünemeyeceği bir şeydi, hele de internt vasıtası ile olunca!!!!
Tşekkürler internet :)

3 Haziran 2010

Oğuz'un Bilgisayar (Bibes) Halleri


Kelime haznesind olan bir kelime daha bibes, görmeye görsün hemen bibes bibes diye heyecanla göstermeye başlıyor. Zannetmeyinki bibes açıkken Oğuz Başında oturuyor böyle, yok sadece merakı geçsin diye şöyle bir düğmeleri kurcalamasına müsade ediyoruz, zaten onun derdi de ekranda çıkanlar değil sadece o duyguyu yaşamak, kullanabiliyoru hissetmek :)

2 Haziran 2010

Öğrenilen yeni kelimeler;
babağh; bayrak (havada, karada, denizde, resimde, tv'de, kimlikte, ufacık kocaman tüm bayraklar fark ediliyor)
memi; gemi
iyik; erik
dese; teyze
hüüp veya hüüs; su
kapağh; kapak (hiç kaçırmaz bütün açık kalmış kapaklar bir höykürmeyle gösterilir ve hemen kapatılır :)
mamyon; kamyon
eehmeh; ekmek (h ler vurgulanarak söylenir)
annehh; anne ve işine geldimi de ba-ba
aabi:abi (galiba abla ve abiyi karıştırmaya başladın :)
elma; ma
mama;maama oldu
çay; ça
Bibey: biberon
cacıkta diyorsun ama şimdi hatırlayamadım
Tabi tüm bunlardan hafızadan bir de daima bizden duyduğu kulağına hoş gelen kelimeleri de her daim tekrar eder....

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık