22 Ağustos 2012

Lev Tolstoy'dan mutlu ve başarılı olmak için “10 altın kural”

Biyografisini yazan Henri Troyat anlatıyor; Savaş ve Barış ve Anna Karenina gibi dev romanların yaratıcısı Lev Tolstoy henüz 18 yaşındayken mutlu ve başarılı olmak için kendine “10 altın kural” belirlemiş ve hayatının bundan sonrasını bu kurallara eksiksiz uymaya çalışarak geçirmiş. 
√ Erken kalk, mesela sabah saat 5′te.
√ Erken yat, mesela akşam 9′da.
√ Az ye, tatlı ve şekerlemelerden uzak dur.
√ Evinin işlerini elinden geldiğince kendin yap, başkalarına yaptırma.
√ Amaçlarını parçala ve böl. Mesela bir genel hayat amacın olsun. Ama bunun yetmeyeceğini bil ve hayatta başarmak istediklerine dair ayrı ayrı küçük hedefler de edin. Bir sonraki yılın, bir sonraki ayın, bir sonraki haftanın ve bir sonraki günün hedeflerini hep ayrı ayrı, net bir şekilde belirle. Abart, bir sonraki saatin, bir sonraki dakikanın hedeflerini bile düşün. Kulağına küpe olsun: Büyük bir hedefe ulaşmak için küçük bir hedeften feragat edebilirsin.
√ Kadınlardan uzak dur.
√ Arzunu çok çalışarak öldür.
√ İyi bir insan ol, fakat başkalarının bunu bilmesine izin verme.
√ Daima gücünün yettiğinden daha az harca.
√ Şimdikinin on katı zengin olsan bile, hayat tarzını katiyen değiştirme.
 
Alıntıdır ; http://egoistokur.com/bir-kisisel-gelisimci-olarak-tolstoy/ 

Zaman

Bloglamak popülaritesini yitimeye mi başlıyor? ben mi öyle düşünüyorum. belki kendi ihmalkarlığımdan kaynaklı bir yanılsama da olabilir.
Bir bloğu güncel tutmak ne kadar zor ve onu uzun zamanlar yaşatmak. Gerçi teknoloji dünyasında herşey kısa sürede miyadını dolduruyor çünkü herşey her gün yenisi ile güncelleniyor.
Uzun süredir bir çok şey için zamansızlıktan dem vururdum ama şimdi zamanı kullanmayı, yönetmeyi yavaş yavaş becerir oldum ... Kişisel yaşamımda bu hala biraz zor olsa da iş yaşamımda zamanı yönetmek konusunda daha başarılıyım diyebilirimi, tabi benim kontrolüm dışında olan etkenler programımı, işime bakış açımı, çalışma şevkimi ve irademi baltalamazsa...
Nasıl mı?

Elindeki işi mümkün olan en kısa zamanda ve mümkün olduğunca yoğunlaşarak yap, asla başka şeylerle oyalanma, araya başka şeyler almamaya çalış, işleri sıraya koy, mükemmel olması gerekmez, elinden gelenin en iyisini yap.
Yap, bitir ve kaldır.

İçinden gelen sese daima kulak ver ve onun doğrultusunda hareket  et , farkettim ki o sesin yanılma payı çok düşük.
Ve karşındakinin hoşuna  gitmese de , yanlış çıkabilme ihtimalin olsa da daima inandığını söyle ve savun.
Hareketli ol, enerjini daima yüksek tut. İster oturarak çalış , ister ayakta , hareket berekettir.
Güçlü dur, ayakların tir tir titresede kendine güvendiğini, yanlışlarını da kabullendiğini göster karşındakine.

Elinden gelenin en iyisini yap,hayatı akışına, kendini de o akışa bırak......

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık