Yeni bir yıl.
Aslında ne ki , zamanın devam ediyor işte, akıyor, dünya dönüyor, güneş ve ay devinim yapıyor, gezegenler yer değiştiriyor, insanlar ölüyor, insanlar doğuyor...hep aynı bazı şeyler ve tabi değişiyor da bir çoğu...
Esprisi; yeni ve başka şeylerin olacağına, herşeye yeniden başlayabilecek olmaya inanmanın bir yolu işte girilen yıla yeni denmesinin.
Ben de geleneği bozmadım, hediyelerimle yeni bir yıla girdim ve yeni ve güzel bir hayata başladığımı umut ve hayal ettim bu yıl başında da ...O ajandaya ilk gün yazı yazmanın heyecanını yaşadım, oysa ki ben aynı ben, içimde taşıdığım kaygılarda sevgiler de kırgınlıklar da aynı, hissettirdiklerinin şiddeti değişti sadece.
Dedim ki kendi kendime defteri değiştirmek, yılı değiştirmek mühim değil, mühim olan önce kendini değiştirebilmek sonra hayatını değiştirebilmek...
Peki değişmek istiyormuyum? hayatımı değiştirmek istiyormuyum?
Hayır!
Çünkü kendimi seviyorum evet megolomanca mı bilmiyorum ama seviyorum işte...
kötü huylarım var yok değil, ama erdemlerim de var, inandıklarım, gülmeyi biliyorum kahkahalarla ve ağlamayı da yeri gelince. Sevgi var içimde, kin tutamam mesela, gurur yapamam. En güzeli de olanı olduğu yerde bırakabiliyorum tabi zamanla...
Neyse nasıl olduğum ne farkeder seviyorum işte kendimi,iyimle kötümle, hayatımı, insanlarımı seviyorum.
Değişmesini istediğim şeyler de var tabi, çaresiz hissettiğim, çözümleyemediğim.
Ama en azından bu gün onları kafaya takmıyorum.
En güzeli de olana gel bakalım demekten bugün korkmuyorum.
ve huzur diliyorum tüm insanlık için....
Sakinim, bekliyorum sevgiyle...