15 Aralık 2011

PRAG

Rüya şehir Prag. Gezmesi insanı bambaşka bir çağa taşıyan bu şehir, Christmas'ta ayrı bir güzel.
Tek sıkıntı her ne kadar tarihi dokuya el değmemiş, aynen ilk günki gibi sanılsada şehre tepeden bakıldığında boy gösteren gökdelenler, içine inildiğinde kalabalık insan topluluğu, trafik, bu tarihi kentide avuçlarının içine almış maalesef.
Belki bu eski şehirler, yapılar aynen korunsa da kentleşme, modernleşme tarihi kentlerin içinde değilde bir kısımda olsa uzağında başlıyor olsa...





14 Aralık 2011




13 Aralık 2011

12 Aralık 2011





11 Aralık 2011










2 Aralık 2011

Oğuz Balık SEçiyor


1 Aralık 2011

Anaokulundan Kareler


24 Kasım 2011

I'm dreaming of a white Christmas

21 Kasım 2011

ANLAR

Zaman içinden anları yakalamak ve onları anılar arasına koyarak istifleyebilmek, zaman zaman koyup o anları önüne yeniden hatırlamak, yad etmek ne büyük bir lüks.
Biz çocukken veya gençken böyle her anı, görsel olarak anılar arasına koymak gibi bir şansımız yoktu maalesef. Ne kötü tek saklayabildiklerimiz hatırlayabildiklerimiz.....




13 Kasım 2011

If you can dream it, you can do it! Walt Disney

Eğer hayal edebiliyorsan, yapabilirsin.
Walt Disney söylemiş, altına imzamı da atarım, o kadar inanıyorum insanoğlunun gücüne.
İşte bizim Oğuz, yazın Bodrum'da meşhur karikatürcülerden birine anlatmıştı hayalini kırmızı bir arabam olsun demişti, bizde eklemiştik arkasına da Melis'i bindirir gezdirirsin diye.
:) Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştik tabi.

Tiyatro Oyuncak Ülkesine Yolculuktu sanırım oyunun ismi.


e sonrasında çocuklu aileler için süper bir mekan olan RETTO Cafe.

2 Kasım 2011

KAHVE FALI

Bu kahve fincanı bariz bişeyler anlatmak istiyor. Bu kadar mı net çıkar figürler....Birde fala inanma derler :) Gel de inanma!

1 Kasım 2011

İyi ki doğdun Oğuz, iyi ki girdin hayatımıza!


Her sene olduğu gibi bu sene de bir ritüeli gerçekleştirip sana duygularımızı anlatmaya çalışacağım.

Geçen akşam banyo sonrası tırnaklarını kesmeye odana gelen babana "dur şimdi resim yapıyorum resmim bitsin öyle" demişsin, baban da "ne zaman biter peki resmin" dediğinde "hımm 1 hafta sonra" demişsin. Korkarım ki bizle dalga geçer hale geldin.

geçen gün legolarla sürekli aynı renklerde yaptığın arabalarını "gel bak sana ne göstercem" diyerek beni odana çağırdığında "ne yaptın oğlum" soruma "bak renklerini değiştirdim diğerleri paslanmıştı" demen beni de dumura uğrattı. evet hep kırmızı olarak yaptığın arabaların bu sefer lacivertti.....

işte daha öyle çok anlık şeyler varki not düşmek istediğimiz. ama anlık yaşanıyor kimi akıllarda kalıyor kimi unutuluyor.
Taraf kelimesini tavas olarak söylerken artık bunu düzelttiğini bize bir bildiri ile açıklaman gerçekten akıl almaz "bak ben artık sağ tarafa sol tarafa diyebiliyorum".....

sana ufak bir doğum günü yaptık kendi aramızda dün akşam, abartmayı sevmiyoruz diye iyice abarttık bu özel günleri öylesi kutlama huyumuzu...
ama gerçekten senin annen de baban da bu konuda özürlü işte...
önemli olan keyifle o mumları söndürüp yine keyifle pastayı yiyor olmandı bizim için bence zaten senin için de önemli olan bu...


bu günlerde yaşanan şeyler öyle iç sızısı veriyor ki insana ülkemde bir çok kayıp can varken ve ülkemde bir çok evde gözyaşı ve ağıt varken, bizim bir arada mutlu ve sağlıklı olarak yaşıyor olmamız büyük bir nimet işte.....
Ne denebilir ki başka......

Nice yıllara nice yaşlara inşallah sağlıklı ve uzun ömürler versin Allah'ım sana gerisi hiç bir şey bu dünyada....


29 Ekim 2011

Hasta oldum tuluma!

geçmişten kareler





28 Ekim 2011

AİLECEK KREŞE YAZILDIK

11 Ekim 2011 Oğuz türk Yavuz bu tarih itibarıyle okullu oldu.
İlk gün 1 ikinci gün 2 ve üçüncü gün 2 ve son gün 4 saat ile kreşin ilk günleri meşakkatli geçtiyse de yine insanlık için küçük ama senin için kocaman bir adım olan okullu olma adımını da atmış oldun.
İMKB Kız Meslek Lisesi Uygulma Anaokulu süper bir anaokul.
zaten içeri girer girmez sınıfları oyun alanlarını tuvaletleri gezince tamam dedim budur.
Ve tabii aylık ödenen rakamı duyunca da düşünmedik bile hemen yaptırdık kaydımızı.
ilk hafta seni bıraktık ama ben dışarıda bekledim, sen beni görmek istedikçe geldin gördün, hatta bazı zamanlarda birlikte oynadık sınıfta, oyun alanında, içeride diğerleri ile kahvaltı yapmak istemeyince kahvaltı salonunun önünde yedin yemeğini... oyunlara katılmak istemedin önce sonra karıştın aralarına, şemsiyeler boyadın, dedelerin ninelerin resimlerini boyayıp saçını sakalını pullarını kıyafetlerini biçimlendirdin. yapbozlar yaptın, turşu kurdun, postahaneye geziye katıldın... sonraki hafta teyzemiz dışarı bıraktı 1-2 gün bekledi ama sonrasında sabahtan öğlene kadar hiç bir sorun olmadan gayet güzel bir şekilde okula gidiyorsun...
şu geçen 2,5 hafta içerisinde ne kadar da çok şey yaşadın, ne kadar da çok şey öğrendin...
bazıları çok erken olduğunu söylesede orada geçirdiğin yarım günde birşeylerle uğraşıyor olman eğlenmen, iyi vakit geçirmen bizi nasıl da mutlu ediyor.
Tabi ailecek okula başladık dedim ya sabah teyzen ve baban bazen de ben seni okula bırakıyoruz, sonra öğlenleri baban alıyor, öğleden sonraları teyzen kalıyor yanında, senin düzenin çok iyi ama bizim ki altüst oldu ;)
neyse herşey senin mutluluğun ve gelişimin için.inşallah kısmet olursa üniversitelerden mezun olduğunu da görürüz.

23 Ekim 2011

yazdan kalma _ cağ kebabı şenliği


17.06.2011 tarihinde çekilmiştir.

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık