15 Nisan 2010


MEMORANDUM
Kore savaşı anıları için hazırlanmış bir anıt. Türk şehitlerimizinde isimleri bir bir kayıt edilmiş :(




Heryerde olduğu gibi burda da kızanları sevmekten kendimi alamadım, öyle tatlılar ki çkik çekik.... (bu resmi biraz sansürlemek zorunda kaldım :)
Bindiğimiz bütün otobüslerde (bunlar tur otobüsleri) bu resimlerdeki gibi süsler perdeler vardı birde öyle komiklerdiki inanamadık :) ve kendi memleketimiz geldi aklımıza :)

12 Nisan 2010

Ve tabii SOJU;
22.5 derece sertliginde, sek icilen ve pirincten imal edilen bir kore ickisi.
isin raconu kucuk bardakta (likör bardağı gibi) ve tek dikiste icmekmiş...
bu içki için kesinlikle "sisede durdugu gibi durmaz" doğru bir tabir olur.

KORE geceleri, ne ağacı bilemedim sormadım da ama heryerde bunlardan var Manolya gibi çiçeği var, birde kiraz ağaçları onların açmışına rastlayamadım çekmek için....
Birde kimchi var. Kore de yenen yemeklerin olmazsa olmazı. Lahana turşusu aslında ama kendine özgü bir aroması var. Bu kahvaltılar için de geçerli. Ve her öğünde bol bol deniz mahsulleri, bildiğimiz bilmediğimiz bir sürü ürün, veee yosun çorbası...

Gleneksel bir G.Kore yemği ismini unuttum. Shobu shobu gibi birşeydi :)
Oturduğunuz masanın ortasında bir ocak oluyor üzerinde de bir tava (içerisinde özel soslarla hazırlanmış haşlama suyunuzla beraber) ve envai çeşit sebzeyi (mantar, soya filizi, bir sürü yeşil ot, noddle...) kaynayan suya atıp pişmeye bırakıyorsunuz ve birde kağıt gibi ince dilimlenmiş dana biftek :) Çok lezzetli bir çorba oluyor, enteresanki çok ta doyurucu.


Otel odasından görünen arka KORE.

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık