21 Şubat 2009

Arkadaş ziyareti :)


Malum havaların soğuk olması sebebiyle fazla dışarı çıkamıyoruz. Alıveriş merkezleri ise şu aralar bizi hastalık kapma konusunda tedirgin ediyor. Bu nedenle Arkadaşlarımızın ziyaretleri bizi ziyadesi ile memnun ediyor. Hacer'in gelişi ile neşelenen cumartesimiz, bol sohbet ve kahkahalarla geçti. (Oğuz'u elinden zor aldık desek yeridir. Bir ara çantasına koyarken yakalamamız da cabası...)

20 Şubat 2009

En yeni şeylerle Oğuz...

Henüz bebeksin ve her geçen gün doğal olarak yeni bir şey öğreniyor yada bize yeni bir şey öğretiyorsun. Bu günlerde senin konuşmaya çalıştığını düşündürecek dudak hareketleri yapmaya sesler çıkarmaya başladın. Anneannenin dediğine göre ilk olarak baba diyecekmişsin sanırım. Eskilerin bir bildiği vardır desekte şimdiden ilk önce ne diyecek acaba, ilk kelimesi ne olacak merakı aldı başını gidiyor bizde...

Ve unutmadan söyleyelim 12 şubatta sallanan sleeper'ında koltuğa ayaklarını vurarak kendi kendini sallamayı öğrendin. Annecin telefonla konuşurken sen düşmeyesin diye seni koltuğa yanaştırmış ve bir de görmüş ki sen heyecanla, hızlı hızlı kendini ittiriyor ve bundan acaip keyif alıyormuşsun...

İşte bu anlatılanlardan anlaşıldığı üzere tüm hayatımız senin üzerinde odaklanmış durumda. Ne dedi, ne yedi, güldü, ağladı...

 

19 Şubat 2009

Dirseklerime dayanarak kalkmaya çalışıyorum!!!

Veee en son numaram 18 Şubatta dirseklerime dayanarak kalkma çalışmalarım başladı bundan sonrası oturmak....


18 Şubat 2009

Yakışıklı Onur dayım ve ben :)

Teyzeler ve halalar konusunda şanslıyım, ama amca ve dayı olarak sadece 1 tane dayım var. Kıymetini bilip onunla iyi geçinmeye çalışıyorum. Kendisi pek yakışıklı, biraz babamdan biraz ondan, sanırım bende fena olmıcam büyüyünce :)


Bakımlı olmaya çalışıyorum her daim!!



Banyo sonrası aldım tarağımı elime taradım saçlarımı... 

Yanlız şekline karar vermek zor oldu son dönemlerin david beckham modelini vermeye çalıştım ama bunun için biraz daha fazla saçım olması gerektiği gerçeğini gördüm :(

15 Şubat 2009

Oturma çalışmaları...

Artık oturmaya başlasam iyi olacak. Zaten bunun için ne kadar uğraştığıma annemle babamda şaşırıyor. Hele biraz doğruldum mu daha da ileri gidip ayağa kalkmak istiyorum hehehe :) Annemle babamda dalga geçiyor kalkıpta nereye gitcen bu halinle die. Çünkü sanırım bunun için yürümeyi de öğrenmem gerekiyormuş :( Ne zor şey bebek olmak öğrenecek ne kadar da çok şey var :)



İçimdeki hip hop ruhu...

Zamanın gereği hip hop ruhu ile büyümeye başladığım ilk adımlar :)










Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık