Henüz bebeksin ve her geçen gün doğal olarak yeni bir şey öğreniyor yada bize yeni bir şey öğretiyorsun. Bu günlerde senin konuşmaya çalıştığını düşündürecek dudak hareketleri yapmaya sesler çıkarmaya başladın. Anneannenin dediğine göre ilk olarak baba diyecekmişsin sanırım. Eskilerin bir bildiği vardır desekte şimdiden ilk önce ne diyecek acaba, ilk kelimesi ne olacak merakı aldı başını gidiyor bizde...
Ve unutmadan söyleyelim 12 şubatta sallanan sleeper'ında koltuğa ayaklarını vurarak kendi kendini sallamayı öğrendin. Annecin telefonla konuşurken sen düşmeyesin diye seni koltuğa yanaştırmış ve bir de görmüş ki sen heyecanla, hızlı hızlı kendini ittiriyor ve bundan acaip keyif alıyormuşsun...
İşte bu anlatılanlardan anlaşıldığı üzere tüm hayatımız senin üzerinde odaklanmış durumda. Ne dedi, ne yedi, güldü, ağladı...
Bakış Açımız
İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.
Benjamın Franklin
0 yorum:
Yorum Gönder