24 Temmuz 2010

Akşamları ise ayrı bir güzellikte Datça, esintili ifil ifil tiril tiril :)
Bahçede uyumak istiyor insan.
Seni küçük taş koleksiyoncusu, ben böyle annesi gibi taş meraklısı bir veled görmedim. Bir torba taş ile döndük eve. Arkeolog mu olacak nedir.

Begonvillerin gölgesinde;


Deniz yolcuları haydi bakalım :)

23 Temmuz 2010

Akşam Yemeği;

Bu kamera ile ancak bu kalitede manzara resmi çekiliyor.
Odamızın balkonundan bir kare;
Otelden denizin görünüşü;

Buz gibi deniz, çakıl taşları, kum, esen hafif rüzgar, sakinlik, serinlik, huzur, iki aşık ve bir küçük muhteşem varlık oğlumuz. İnanılmaz keyifli ve inanılmaz huzurlu bir tatildi....

21 Temmuz 2010





Uzun bir aradan sonra kaldığımız yerden devam edelim.... Maalesef emektar fotoğraf makinemizin Oğuz tarafından kullanım dışı kalması sebebi ile yine emektar kameranın fotoğraf çekme özelliği ve cep telefonlarımızla, bu tatili ölümsüzleştirmeye çalıştık.
Bu tarz çekilen fotoğraflar iyi bir makine ile çekilmişlerin yerini tutmuyor ne yazık ki.



Oğuz'un tatilde en iyi dostları tatil köyünün bahçesinde bulunan fıskiyeler ve onları açıp kapatan görevli abilerdi :) Sürekli onların peşinden koştu;
Diyaloglar şöyle;
- Abi abi
- Abiler yemeğe gitmiş Oğuz
- Abiler uyumaya gitmiş oğlum
- Abiler denize gitmiş
- Abiler şapkasız çıkarsan kıza çok sıcak dışarısı.
- Abiler sandaletini giymezsen kızarlar....
Doğrusu abilerin çok ta faydası oldu bize :)

Bu cennet köşesi Club Datça Tatil Köyü. Tatil dönüşü farkettim ki bir çok kişi emekliliğinde buraya taşınmayı planlıyor ben de dahil :)

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık