31 Mart 2010

Sanki ilk iletişimimiz gibi :)

Uyku vaktiydi, herzamanki gibi mamasını aldı ve atladı yatağına, bir iki güldük iyi geceler dedim o da herzamanki gibi el salladı, bacak bacak üzerine atıp derin uykulara doğru geçecekti....

Işıklar kapandı, oadadan çıktım, sessizlik gerekiyordu uyuyana kadar, beklerken TV karşısında, bir kaç dakika sonra mırıldanmalar mızırdanmalara döndü, yanına gittim ara ışığı açtım odanın kapısını açtım;
- ne oldu tatlım?
beşikten bana uzanan Oğuz'umun eli ve elinde boş biberon ve tek bir söz;
- bittii....
Ben de bittim :)

0 yorum:

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık