8 Şubat 2010

Pay attention to meeee!

Bu haftanın konusu:

Eğer 15 aylık bebeğiniz sızlanmaya ve çığlıklar atmaya başlamışsa; o güçlü bir arzu ile sizinle etkileşime (iletişime) geçmeye ve sizin dikkatinizi çekmeye çalışıyordur. Çocuğunuzun bütün dikkati sizin üzerinizdedir ve o da sizin bütün dikkatinizi kendine çekmek isteyecektir. O yüksek seslerle bağırmaya veya sızlanmaya başladığında, dizlerinizin üzerine çökün ve onun göz hizasına inin ve ona seni dinliyorum deyin. Eğer sesini yükseltmeye devam ederse, bu şekilde bağırırken keni duayamıyorum, seni anlayamıyorum, lütfen normal sesinle konuş o zaman seni dinlemekten mutlu olacağım deyin. Belki ilk seferinde değil ama mutlaka zamanla sizi anlayacaktır.

Kasırga. Bu kelime tipik bir 15 ay yaşını tam anlamıyla tanımlar, ve bu yaşdaki bir "toddler" ile yaşam asla durağan ve donuk olamaz. Oğlunuzun dikkati iki şey arasında bölünmüştür, oyuncakları ve siz. Çocuklar ebeveynlerinin dikkatleri üzerinde olsun isterler, eğer onun oynadığı alandan ayrılmaya kalkarsanız bir kaç dakika içinde sizi aramaya gelecektir çünkü o dikkatinizi ona verip vermediğinizi bilmek isteyecektir. "Bak!Bak!" muhtemelen evinizdeki genel nakarat olacak.....

Şimdiye kadar, çocuğunuzun kafası hep dünyasındaki nesnelerin kendisini nasılda çevrelediği ile meşguldü. Şimdi ise sadece kendi davranışlarının diğer insanlar üzerindeki etkisini merak ediyor ve sizinle olan bağlantısı onun kendine güveni için can alıcıdır.Sosyal araştırmanın bu dönemi esnasında çocuğunuzu herne şekilde olursa olsun sizin dikkatinizi çekmeye çalışırken bulabilirsiniz.

Bağıracaktır, sizin ve diğer yetişkinlerin yaptıkları jest ve mimiklerinizi taklit edecektir, çimdiklemek, dürtmek, itmek, inlemek ve ağlamak... tümü sizin nasıl reaksiyon göstereceğinizi ve istediğini alabilmek için bunun ona ne kazandırdığını görmeye çalışmaktan ibarettir. O, bir çok çeşit davranışının, çevresini sarmalayan yetişkinlerden ne gibi sonuçlar getirdiğini çok hızlı bir şekilde farkedecektir.

O, bağırmak veya mızmızlanmak yerine gülümsemenin ona istediğini daha çabuk kazandıracağını öğrenecektir. Yada bu çığlıklar ona istediğini büyükbabası tarafından getirecekitir anne ve babasından değil. Bu deneme tam olarak sosyalleşmenin bir parçasıdır, ve eğer dayatmacı limitlerle tutarlıysanız, çocuğunuz yakın zamanda hangi davranışların kabul edilebilir ve hangilerinin edilemez olduğunu öğrenecektir.

NE YAPABİLİRİZ

Şaşırtıcı olan, çocuğunuz sizinle iletişimini sürdürmek isteyecektir, ve sizin onun üzerindeki ilginiz ondan çok sizin için belki de daha fazla rahatsız edici ve sinirlendirici olacaktır. Çocuğunuz size birşeyler söylemeye çalışırken gerçekten dinlemek ve ona olabildiği kadar dikkatinizi vermek bağırmasının ve çığlıklar atmasının önüne geçmede iyi bir iletişim olabilir, ama limitlerinize ulaştığınızda basit olarak kendinizi odanın dışına çıkarabilirsiniz.Çocuğunuzu birkaç dakikalığına oyun parkına veya beşiğine koyun, birkaç derin nefes alın ve kendinize onun sakinleşeceğini ve size bir şeyler anlatmak istediğini hatırlatın.

Kısmen sizinkinden daha büyük yaşta çocukların olduğu bir oyungrubuna dahil olmayı dikkate alın. Okul öncesi yaşındaki çocuklara "pretend- play" "yap-inan oyunu" nu oynayarak kendilerinden genç arkadaşlarını taklit etmek çok cazip gelir ve sizinki oyunda gönüllü olarak onu "lider" duruma getirilen çocuklarla olmaktan hoşlanacaktır. farklı yaş grupları ile oynamak genç olanlar için işbirliği konusunda da çok öğretici olabilir.

Eğer çocuğunuz sizin onun görüş alanından çıkmanıza isteksizse, sizin çocuğunuz yaşında 2/3 çocuktan oluşan küçük bir grup muhtemelen çocuğunuza daha iyi gelecektir ve bir kere kendi yaşındaki 2-3 çocukla oyun oynamayı öğrenirse sizden uzakta olabilmesi daha kolay olacaktır onun için.

Herkes maskaralığı sever ve 15 aylık çocuğunuz bunun çoktan farkındadır. Bir kere belirli bir davranış, dans etmek, bebek gibi emeklemek, taklalar atmak, sizden olumlu tepkiler getirecektir, sadece yapabildiği için değil dikkatin merkezi olduğu için
o bunları defalarca ve defalarca yapacaktır. Gülünç bir dans performansından sonra, aşama için, seyircilerinde hareketlerinin ne tür etkiler bıraktığını görmek için odayı gözden geçirecektir , ve herkesin dikkatini üzerinde topladıysa, o sahneye tekrar çıkacaktır.

Eğer çocuğunuz size ve eşinize farklı davranıyorsa buna kesinlikle şaşırmayın.
Onunla en çok zamanını harcayan ebeveyn onun en çok talep ettiği olacaktır ve en zorladığı. Eğer anne daha fazla etrafında ise, baba onun özel biriymiş gibi davrandığı kişi olacaktır, ve tabi terside olabilir. Tabi bu sizi kıskandırabilir, bilinki bu normaldir ve onun herbirinizle ilişkilerini test etmesinin bir yoludur.Aile dinamikleri, ve çocuğunuzun değişken sadakati,
gelecek bir kaç ay esnasında bağımsızlığı arttıkça daha da belirgin olacaktır.

Sonuç olarak, hayalgücü oyunları ile deneyim edinmeye başlar, onlar bazen kabuslarda görmeye başlarlar. 15 aylık çocuğunuz sembolik bir düzeyde düşünebilir ve gerçeği hayal içine taşıyabilir (tabi bunu size açıklayamaz!)
Hayal ve gerçek arasındaki ayrımı yapabilmesi bir kaç yıl sonra olacaktır. Muhtemelen rüyalarını size anlatmak için kelimeler kullanamayacaktır. O alışık olmadığınız davranışlara dayanarak sizi uyaracaktır. Stresli ve endişeli çocuklar (genellikle ailedeki gerginlikle veya günlük bakıcı veya kreşteki problemlerle ilgili olarak) kabus görmeye daha yatkındır. Eğer gecenin bir yarısı ağlayarak uyanırsa ve size neden üzgün olduğunu söyleyemiyorsa onunla yatıştırıcı bir sesle konuşmaya çalışın ve sırtını ovarak sakinleşmesini sağlayın.

Alıntıdır ;
by Dana Sullivan
Reviewed by the BabyCenter Medical Advisory Board

0 yorum:

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık