16 Ağustos 2011

son günlerde...

Boş boş takılıyorum nette. Özlemişim çayımı yudumlayıp, siteler arasında surf yapmayı.
Bazen bir yerlere veya bir şeyler için koşuşturmamayı özlüyorum...
Rahatlık, boşluk nedir unutmuşum sanki, her an her dakika birşeyler yapılmalı, toplanmalı, yetiştirilmeli, kaldırılmalı, bitirilmeli modunda olmak gerçekten çok yorucu. Yoğun iş temposu içerisinde çalışan insanlar sanırım hep bu modda oluyor.

Ramazan'ın rehaveti ile birlikte sıcakların verdiği yorgunluk hissi ile tüm gün uyuyasım var, enerjim şu aralar tabanda dolaşıyor...
Her seferinde yurtdışı seyahatinden sonra biraz tuhaflaşıyorum, tam bir Istanbul hayranı olan ben nedense Avrupa'ya gidip gelmenin ardından bir bunalım yaşıyorum. Düzen, yeşillik, insan kalitesi, yaşam kalitesi, değer duyguları....
Neden benim ülkem şehirlerim insanlarım böyle olamıyor....
Ama bazen insanın kendisini rölantiye alması gerekli oluyor sanırım, biraz enerji biriktirmesi, kendini toplaması... bu böyle gitmez elbette.

Oğuz'umuz; Ne kadar çabuk gelişiyor seninle ilgili herşey.
El pervanesi ile rüzgar gülünü döndürme fikrin, yine aynı pervanen ile yemeklerini soğutma fikrin, babaannenin bahçesini sulama seramonin, durduk yere hapşuu deyişin ve sana gelen çok yaşalara sende gör cevabın, hala tuvalete tulavet deyişin, 1den 9 a kadar sayıpta her seferinde 4 ü unutman, arabaların vay canına vay vay canına, vaaay şarkısını parmaklarınla bateri çalarak söylemen... hepsi hepsi sana dair...

0 yorum:

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık