17 Ağustos 2011

Bize üzüldüm.

anladım şimdi
dünyanın rengi
sensiz soluk
sensiz donuk
dönmüyor sanki
bir derdim varken
ikincisi çok
çözüm belli aslında
o da sende yok

aman aman zaman dedikleri yalan
gezdim sensiz bin cihan vazgecemedim

biz senle sevdik yeterince
askin o masum edebiyle
bir yerden düşsek
tek şansin olsa beni tutardin sen elinle
bunu düsündüm biraz önce

biz senle sevdik yeterince
aski o masum edebiyle
hayat yolunda bir kac hatayla
ölüp giderdik bir gün öyle buna üzüldüm biraz önce
bize üzüldüm biraz önce

görmedin belki ask neyin dengi
her gün sonu ayni konu
gelmedin gittin
bir duygum varken ikincisi cok
sonuc belli aslinda korktugunda yok

aman aman zaman
dedikleri yalan
gezdim sensiz bin cihan
vazgecemedim

biz senle sevdik yeterince
askin o masum edebiyle
bir yerden düşsek
tek şansin olsa beni tutardin sen elinle
bunu düsündüm biraz önce

biz senle sevdik yeterince
aski o masum edebiyle
hayat yolunda bir kac hatayla
ölüp giderdik bir gün öyle
buna üzüldüm biraz önce
bize üzüldüm biraz önce

16 Ağustos 2011

son günlerde...

Boş boş takılıyorum nette. Özlemişim çayımı yudumlayıp, siteler arasında surf yapmayı.
Bazen bir yerlere veya bir şeyler için koşuşturmamayı özlüyorum...
Rahatlık, boşluk nedir unutmuşum sanki, her an her dakika birşeyler yapılmalı, toplanmalı, yetiştirilmeli, kaldırılmalı, bitirilmeli modunda olmak gerçekten çok yorucu. Yoğun iş temposu içerisinde çalışan insanlar sanırım hep bu modda oluyor.

Ramazan'ın rehaveti ile birlikte sıcakların verdiği yorgunluk hissi ile tüm gün uyuyasım var, enerjim şu aralar tabanda dolaşıyor...
Her seferinde yurtdışı seyahatinden sonra biraz tuhaflaşıyorum, tam bir Istanbul hayranı olan ben nedense Avrupa'ya gidip gelmenin ardından bir bunalım yaşıyorum. Düzen, yeşillik, insan kalitesi, yaşam kalitesi, değer duyguları....
Neden benim ülkem şehirlerim insanlarım böyle olamıyor....
Ama bazen insanın kendisini rölantiye alması gerekli oluyor sanırım, biraz enerji biriktirmesi, kendini toplaması... bu böyle gitmez elbette.

Oğuz'umuz; Ne kadar çabuk gelişiyor seninle ilgili herşey.
El pervanesi ile rüzgar gülünü döndürme fikrin, yine aynı pervanen ile yemeklerini soğutma fikrin, babaannenin bahçesini sulama seramonin, durduk yere hapşuu deyişin ve sana gelen çok yaşalara sende gör cevabın, hala tuvalete tulavet deyişin, 1den 9 a kadar sayıpta her seferinde 4 ü unutman, arabaların vay canına vay vay canına, vaaay şarkısını parmaklarınla bateri çalarak söylemen... hepsi hepsi sana dair...

14 Ağustos 2011

Chanel Chance!


Ben böyle koku duymadım :) bu kadar mı çiçek kokar insan... Tam yaz günlerine göre tasarlanmış, hafif ve tadında. Günlerdir üzerinizden çıkmıyor sanki. Chanel "Chance" dayanılmaz, genç, kırılgan ve atılgan kadının kokusu... diye tanımlanmış, işte bu benim :) ve benim kokum... ta ki sıkılana kadar ....

Ve Lancome Genifique; Gençlik Aktivatörü.
İlk kullandığımda farkı çok farketmemiştim. ama zamanla yokluğunu hissettim. Cilde gerçekten parlaklık ve ışıltı veriyor.

Aslında bu tür kozmetiklerin gücüne hiç inanmam. Normalde kullanmam da çok fazla kozmetik, belki bir kaç yıldır makyaj yapar, kremler kullanır oldum. Belki de psikolojiktir, kullanınca işe yarıyormuş hissi veriyordur insana. ama bu krem sanırım gerçekten işe yarıyor.

Bakış Açımız

İnsan ömrü ne kısa, oysa ki ne kadar çok şey var hayatta yapılacak, yaşanacak. 24 saate bir 24 daha eklense ve 2 günü 1 gün gibi, sevdiğimiz her şeyi 2 kere daha fazla yada 2 kat daha uzun yaşasak keşke.
Diyeceksiniz ki o zaman acılarda 2 kat olacak. Diyeceğim ki olmasa... Hayal bu ya acılarda 2'ye tam bölünebilse ve 1 yarım olsa bize kalan...
Acılara etkisiz eleman muamlesi yapıp, mutlulukları hep 2 ile çarpmaya çalışmak, sorunlara eşit zaman verip fazla üzerinde durmamak lazım hayatta ki bize verilen sürede bu sınavın tüm sorunlarını çözüp geçer not alabilelim.
Gerçi geçer not alsakta sonuç ne ki sınıf geçmek mi iyi bir hayata terfi etmek mi. Yok öyle bir sıralama tek amaç bu sınavı en az yürek acısıyla tamamlamak....son bardak suyumuzu içmeden, yıllar devirmiş o gözleri kapatmadan geriye dönüp baktığında hafıza son kez, en az kalbi kırmış olmalı insan, en az günahı işlemiş ama en fazla gezip/görmüş, en fazla sevmiş ve sevilmiş olmalı... ve bu hayatın üzerine bir bardak su içip öyle dalmalı son uykuya .... gy
Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız, çünkü zaman hayatın kendisidir.

Benjamın Franklin

Kaç Tık